7 Nisan 2016 Perşembe

Özlediğim Şehir: New York...-1

Hayata yıldızlar katmak için, benim gibi seyahat sevenlerdenseniz, çalışırken birdenbire ara verip, ucuz uçak biletlerine bakmanız ve ucuz bilet bulup, okyanus ötesine bile seyahati göze almanız olası :) Başıma geldi oradan biliyorum. 

Yine işin oldukça yoğun olduğu bir gün, bir ara sıkılıp, tripsta.com'u ziyaret ettim. İlk kez Aralık 2012'de gittiğim New York'un son zamanlarda içimde bir özlem olmaya başladığını görünce, dayanamayıp aldığım biletle yeniden New York'ta aldım soluğu. 

New York kışın gerçekten çok ama çok soğuk olan bir şehir. İliklerinize işler ya hani bir soğuk, işte aynen öyle. Eğer New York seyahatiniz kışa denk gelecekse, mutlaka kayak malzemeleri satan dükkanlardan içlik ve dağ gezilerinde kullanılan montlardan edinmenizi öneririm. Zira sokak sokak cadde cadde gezmeyi seviyorsanız, soğuğun iliklerinize kadar işlememesi için bu önlemleri almak şart. 

Bu yazımda çok kısaca, New York'taki gezime bir giriş yapacağım. Öncelikle yalnız bir gezginseniz, New York sizi hiç korkutmasın. 10 gün bir başıma dolaştım durdum ve hiçbir sıkıntım olmadı, hiç sıkılmadım ve inanılmaz keyifli bir tatil geçirdim. İstanbul korkutuculuğunda ama daha kozmopolit, daha karmaşık ama bir o kadar da keyifli bir yer New York. Bence en azından yaşarken bir defa görülmesi gereken yerler arasında... 





Ben yalnız bir gezgin olarak, Times Square Meydanı'na yürüyüş mesafesinde ve oldukça yoğun bir bölgedeki Y Hotel'de kalmayı tercih ettim. Otel pek çok yönüyle, bildiğiniz otel konseptlerinden ayrılıyor. Örneğin burada resepsiyonist diye bir şey yok. Her şey kiosklarla yürütülüyor. Diyelim rezervasyonunuz var ve otele ulaştınız. Kapıdan girdiğinizde bir sürü kiosk karşılıyor sizi. Oradan otele giriş işlemlerinizi yaparak oda kartınızı da yine kiosktan alabiliyorsunuz. Elbette herhangi bir problemde yardımcı olmak üzere bekleyen görevliler de var burada. Ancak kiosklarda işlem yapmak oldukça kolay. 

Otel mor ve beyaz renklerin hakim olduğu orta büyüklükte bir yerdi. Fotoğrafta gördüğünüz yatak-divan benzeri şey, yatağın ta kendisi aslında :) Odaların büyüklüğüne göre, bir düğmeye bastığınızda o yatak gayet ideal büyüklüğe ulaşıyor. Yer kaplamaması için son teknolojiyle böyle bir şey yapmışlar. 

Otel genel olarak denize ve çevredeki gökdelenlere bakıyor. Yani New York'ta kaldığınızı anlamanız için gerçekten çok iyi bir otel. Her katta kahve alabileceğiniz mutfaklar mevcut. Üstelik sabahları otelin asma katında, muffin ve kahve ücretsiz. Terasta ve gökdelenler arasında kahvaltınızı edebilir, otelin gayet hızlı interneti eşliğinde Ipad'inizde günlük haberleri okuyabilirsiniz. Ben uzaklaşmak tercihinde olduğumdan haber bülteni yerine daha neşeli şeyler okumayı tercih ettim. Ama bu otelde teras - muffin - kahve keyfi gerçekten çok güzeldi. Times Square'e yürüyerek gitmeyi isteyenler için bu oteli tavsiye ederim. Fiyatlar, o muhitteki oteller seviyesinde. Ben tek kaldığım için biraz daha pahalıya mal oldu :) 

Times Square'e ulaştığınızda New York size "merhaba" diyor zaten. Burası neredeyse 7 gün 24 saat kalabalık. Hava dondurucu soğuk olsa da kalabalık, çok sıcak da olsa kalabalık. Milletlerarası buluşma platformu adeta :) Her milletten insan görmeniz olası. Sıkça Türkçe konuşanlara da denk geliyorsunuz tabii ki. 

Yalnız Times Square kalabalık derken ifadede yetersiz kaldım gibi geldi :) Şöyle bir örnekle ifade edeyim: Işıklar yandığında yayalara, kaldırımda trafik durabiliyor. Şaka değil, cidden var böyle bir şey. Kaldırımda önünüzdeki fren yapınca siz de yapıyor ve yürümenize yaya trafiği açılana kadar ara veriyorsunuz. Kalabalıktan hoşlanmayan, dar alan sıkıntısı olan biriyseniz şimdiden uyarmak isterim :)

Times Square'de aklınıza gelebilecek her şeyi bulmanız olası. Oyuncak mağazalarından spor mağazalarına, giyim mağazalarından kozmetik mağazalarına, barlardan restoranlara, müzelerden hediyelik eşya dükkanlarına kadar her şeyi bulabilirsiniz. Yok yok derler ya aynen öyle :) 



New York denince benim aklıma gökdelenler, gökdelenler ve gökdelenler geliyor. Gerçekten küçük boylu bir bina bulabilmek çok zor. Özellikle Financial District gibi iş yoğunluğu olan bir bölgede iseniz, gökdelenlerin tümünün birbirine benzediğini göreceksiniz. 2012 yılı ziyaretim Christmas - Yeni Yıl dönemine denk gelmişti. Bu dönem süslemeleri ve hareketliliği ile New York gerçekten bir harika. Yalnız yukarıda söylediğim üzere, gerçekten çok ama çok soğuk. 

Yine de, dünyanın sayılı şehirlerinden birinde yeni yıl karşılama gibi bir planınız varsa, New York pek çok yönüyle uzun yıllar hatıralarını zihninize kazıyacağınız bir yer. Parklar, ağaçlar, dükkanlar... Her yer öyle güzel süsleniyor ki, sanki o yeni yıl, koca bir yıl boyunca karşılanacakmış ve kutlanacakmış gibi hissediyorsunuz. Üstelik bir de bu dönemde kar atıştırıyorsa o da üzerine bonusu oluveriyor. 

2017'yi yurtdışında karşılama planlarınız varsa, şu dönem uçak biletlerine bakmak için kesinlikle çok uygun bir dönem! Ben iki gidişimde de THY kullandım ancak elbette başka firmalara ait biletler bulmanız da mümkün. 

Bu yazımda New York gezime kısa bir giriş yaptım ve iki ya da üç yazıda size ufak da olsa birkaç fikir sunarak önerilerimi ve seyahat anılarımı tamamlamayı planlıyorum. 

Bundan sonraki yazımda, mutlaka uğramanız ve yemek yemeniz gereken çok güzel bir mekandan sizlere söz edeceğim :) 

Sevgilerle, hayatımıza yıldızlar katmak için...

2 yorum:

  1. ekşi? ofis parti? doğru kişiyi anımsadım değil mi?

    YanıtlaSil
  2. Handan Hanım merhaba :) Yıllardır ekşi yazarı olduğum doğrudur ama ofis bölümünü anlamadım :)

    YanıtlaSil